2016 yılında saf bir hayal kurduk yemek yerken; herkesin dayanıştığı ve birlikte yaşadığı bir köy hayali. Sosyal ilişkilerde yaşanan günlük sorunları, iklim krizini, savaş ve göçleri, bütün ekonomik krizleri yok saydığımız bir hayaldi. Aradan biraz zaman geçti. 2019’da Mortar & Pestle adını verdiğimiz bir hayal daha kurduk. Hayatlarımızı birleştirmeye başladığımız bir dönemdi bu. Güzel şeyler yaratıp bunları paylaşacaktık. Derken insan dünyası git gide daha karanlık bir hal almaya başladı. Bütün insanlık gökyüzünden mahrum kaldı bir anda. Meğer ne çok sorun varmış hem içimizde hem dışımızda. Bir an kendimizi oyaladığımız modern koşturmaca bölününce çöküverdik ve aniden daha fazlamızın olup biten tüm bu kaosa gözü açıldı. Git gide korkular arttı. 2022’nin ortalarına yaklaştığımızdaysa, korkudan donakalmayı bırakıp, doğanın tarafında

konumlanmak için çabalamak, ne olursa olsun çabalamak, karanlık tüm ateşi boğacak gibi olsa da çabalamak gerektiğini fark ettik. Çünkü karanlığın göstermek istediği bir şey var: o da doğal. Bu çaba, doğaya, güzelliğe ve iyiliğe olan saf bir inancı korumaya çalışmaktan; tohumları filizlendirip, açan çiçekleri tozlaştırıcılarla buluşturmaktan; hayatı, canı her canlıda eşit değerde görüp korumaya çalışmaktan ibaret. Felaketler büyük görünse de hepsi aynı şeyi anlatıyor bize: “Dönün, yurdunuza, kucağıma dönün! Bütün kibriniz ve yanlışınız affedilecek! Yeter ki yurdunuza geri dönün ve tekrar yeryüzüne ve gökyüzüne bakın. Bu cenneti hatırlayın!”. Biz de şimdi, yurdumuza dönüş çabamızı; bu dönüşün dayanışmalarını paylaşmaya çalışıyoruz. Bu bizim varışımız olacak: Yurda varışımız.